İSTANBUL'DAN HABERİNİZ OLSUN. OKUYUN, KEŞFEDİN İSTANBUL'U YAŞAYIN...

İSDÖK Başkanı İyiokur: Sektörümüz için çalışıyoruz

yazar Ahmet Doğan

Kısa adı İSDÖK olan S.S. İstanbul Dökümcüler Toplu İş Yeri Yapı Kooperatifi başkanı Aziz İyiokur, sektörün geleceği için var güçleriyle çalıştıklarının altını özenle çiziyor.İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan İSDÖK, Türkiye ekonomisine katma değer sunmaya devam ediyor. İSDÖK’ün çalışkan başkanı Aziz İyiokur,” Tekirdağ’ın Ergene ilçesinde aldığımız tarlaya modern fabrikalar inşa ederek tüm döküm sektörünü bu bölgeye taşımak istiyoruz. Çünkü İstanbul dökümcüleri, İstanbul’da maalesef şehrin içinde konutların arasında kalmış ve bu durumdan dolayı çevre ve yasa mevzuatlarını da uygulama noktasında zorluk çekiyor ve maalesef cezalar ve kapamalar ile karşı karşıya kalıyoruz. Çünkü biz dökümcüler senelik, değerli metal dediğimiz pirinç, bakır, alüminyum ve çinko gibi hurda durumuna geçmiş malzemeleri ergitip hammadde ya da inşaat, otomotiv, mobilya ve birçok sektörde ihtiyaç olan tam mamul imalat yaparak ülke ekonomisine çok önemli katkıda bulunuyoruz” diyor. S.S. İstanbul Dökümcüler Toplu İş Yeri Yapı Kooperatifi (İSDÖK)’nin hikayesini İSDÖK Başkanı Aziz İyiokur’la konuştuk. Konuştukça İSDÖK’ün çalışkan başkanının hangi badireleri içselleştirerek olgunlaştığını, ülkesine aşık bu başkanın planlarını, hedeflerini ve vizyonunu www.haberistanbul.com.tr sizler için derledi. Yediğimiz, içtiğimiz bizim olacak; gördüklerimizi siz değerli okurlarımızla paylaşıyoruz. Haberistanbul Editörü Ahmet Doğan’ın sorularını İSDÖK Başkanı Aziz İyiokur yanıtladı…

İŞYERLERİMİZ MÜHÜRLENDİ, HAPİSLER YATTIK, BEDELLER ÖDEDİK

İSDÖK’ün hikayesini Başkan İyiokur şu şekilde anlatıyor: “İstanbul Dökümcüler, 1964 yılında Bayrampaşa’da çeşitli metallerden döküm yapmak üzere 20-40 metrekarelik ufak atölyeler şeklinde Sarı Dökümcüler Sitesi adı altında kuruluyor. Burada hiç yerleşim yeri yoktu. Daha sonra koruma bandı hiç bırakılmadan yerleşime açıldı ve şikayetler başladı. Cezalar, kapamalar ardı ardına gelmeye başladı. İşyerlerimiz mühürlendi. Esnafımız evini güçlendirmek için mühür fekleri yapmak zorunda kaldı ve bundan dolayı hapislerde yattılar.”

İKİTELLİ ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ İLE ŞANS DÖNÜYOR

“Daha sonra 1984 yılında İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’nde bizlere yer temin ettiler. 1987 yılında inşaatlarımız başladı. 1995 yılında inşaatlarımız tam bitmeden yollarımızı kapatarak bizleri İkitelli’ye sürgün ettiler. Yollarımız çamur, doğru düznün elektrik, su, telefon yok; en önemlisi de yolumuz yoktu ve burada in cin top atıyordu, kimseler yoktu. Bu şekilde İkitelli’ye biz ilk ‘dökümcüler’ olarak taşındık.”

DİBİMİZE BAŞAK KONUTLARI’NI MANTAR GİBİ DİKTİLER

Devletten hiçbir maddi destek almadan eksikleri kendi bütçeleriyle yaptıklarını ifade eden İSDÖK Yönetim Kurulu Başkanı Aziz İyiokur, “Daha 1-2 yıl çalışmadan, İkitelli’ye de koruma bandı ayrılmadan dibimize Başak Konutları’nı mantar gibi diktiler. Ve çok geçmeden burada Başakşehir halkı tarafından şikayetler başladı. Yine kapamalar, yine cezalar, yine mühürlemeler ardı ardına gelmeye başladı. Bayrampaşa’da çektiğimiz sıkıntıların aynısını tekrardan İkitelli’de çekiyoruz” diyor.

UYGULAMALARINIZLA MERDİVENALTINI TEŞVİK EDİYORSUNUZ

Dökümcülerin şikayet ve isteklerini İSDÖK Başkanı İyiokur şöyle anlatıyor: “Biz dökümcüler 25 yıl önce inşaatımıza başladığımızda işyerlerimizi o günün çevre yasalarına ve şartlarına uygun olarak yaptık. Fakat daha sonra çevre kanunları defalarca değişti. Hele son zamanlarda Avrupa Uyum Yasaları’na göre çıkan yeni çevre yasalarına uyum sağlamamız için zaman ve maddi olanaklara bağlıdır. Bunlar göz önüne alınmadan bizlerden bu kanunlara ve yasalara göre önlem almamız istenmektedir. Bizler, bunları yapmayacağız demiyoruz. Bacalarımızı kapattık. 100 bin ila 150 bin tutarında filtrelerimizi yaptık. Bunları yapmış olmamıza rağmen yoğun bir şekilde şikayetler geliyor denilerek bizlerden istenilen yıkama, kurutma, yağ alma ve iş termin planı isteniyor. İstenilen termin planında dükkanlarımızı boyatma, kapılarımızın ve camlarımızın kapalı olması için üniversitelerden veya Makine Mühendisler Odası’ndan onaylı olması gibi yaptırımlar istenmektedir. Bunları yapmayanlara yüzbinlerce ceza kesiliyor ve kapamalar yapılıyor. Her iş yeri bunları ferdi olarak yapma zorunda. Maliyeti en az 200 bin civarında. İstanbul ili içerisinde kurulmuş olan dökümcülerin tamamında filtre sistemlerini yapan başka bir site bulunmuyor. Gezilip görülmesi halinde İSDÖK’ün örnek bir site olduğu görülecektir. Bizim işyerlerimiz 100-150-200 metrekaredir. 100 metrekare işyerinin kullanım alanı 60 metrekare, 150 metrekarenin 100, 200 metrekarenin kullanım alanı 150 metrekaredir. Bu mevcut işyerimizde filtrelerimiz ve mallarımız sokaklardadır. Bu istenilenleri yapmamız mümkün değildir. Yapılsa bile rantabl olacağımızı düşünmüyoruz. Bu kapamalar ve cezalar devam ettiği sürece esnafımız İstanbul’un çeşitli semtlerine dağılacak ve merdiven altı olacaklardır.”

İSDÖK, ÇARPANLARIYLA 15 BİN KİŞİYE EKMEK KAPISI OLUYOR

İSDÖK’te 3 bin çalışan olduğunu ifade eden Başkan İyiokur, “İSDÖK’te çalışanların çoğunun eğitim durumu ilköğretim. Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerimizin insanları sitemizde çalışıyor. Bu insanlarımızın maalesef dökümcülükten başka bir meslekleri de yok. Bu 3 bin çalışanımızı çarpanlarına vurduğumuzda İSDÖK’ün ortalama 15 bin kişiye ekmek kapısı olduğu görülecektir” diyor.

İSTANBUL DÖKÜMCÜLER İHTİSAS ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ NEDEN GEREKLİ?

Modern ekonomik çağda heba edilecek 1 Kuruş’un olmadığını ifade eden Başkan İyiokur, İstanbul’da İstanbul Dökümcüler İhtisas Organize Sanayi Bölgesi kurmak istediklerini belirtiyor. Bunun gerekçelerini İSDÖK Başkanı şöyle açıklıyor:

.218 adet işyerimizin 3 bin civarında çalışanımızın döküm ve geri dönüşümden yurt ekonomisine en az 5 milyar dolar civarında katkıda bulunacağımızdan,

.Türkiye’nin cevherden alüminyum üreten tek fabrikası Etibank’ın günlük kapasitesinin 5 kat fazlasını geri dönüşümden elde ettiğimizden,

.İstanbul’un çeşitli semtlerine dağılmış geri dönüşüm işi ile uğraşan dökümcüleri bir araya toplamak (Sultangazi, Altınşehir, Habibler, İMES, Arnavutköy, Kartal ve Sabiha Gökçen Hava Limanı’nın yanında İkitelli ve PİKDÖK)

.Rekabet ortamına uyum sağlamak ve istihdamı artırmak için geri dönüşüm metallerimizi yurt ekonomisine katmak için,

.Topluca en modern arıtma sistemi yıkama, yağ alma, boya alma tesislerimiz kurulacağı için hiçbir dökümhanemizin üzerinde bacalarımızın görünmeyeceği,

.Avrupa fonlarından yapacağımız projeye hibe olarak yatırım desteği alacağımızdan,

 .İstanbul’un en nadide semti olan İkitelli’nin tam ortasında kaldığımızdan,

.50 yılı aşkın süredir dört dörtlük bir dökümcüler ihtisas organize sanayi bölgesi olmadığından,

.Türkiye’de ilk olarak Avrupa’ya parmakla gösterilen örnek döküm sektörünün itibar kazanacağı, İstanbul il sınırları içinde olmak kaydı ile bir İstanbul Dökümcüler İhtisas Organize Sanayi Bölgesi kurmak istiyoruz. Organize sanayi bölgemiz kurulana kadar filtrelerimizi dört dörtlük çalıştırarak çevreye duman salmadan çalışmamıza izin verilmesini istiyoruz.

İNCELEDİK, ÇORLU/ERGENE’DE UYGUN YERLER OLDUĞUNU GÖRDÜK!

İSDÖK Yönetim Kurulu Başkanı Aziz İyiokur, “Çorlu Ergene’de yapılan incelemede kooperatifimize uygun yerler bulunmuş olup bizlere bu konuda devletimizin, ilgili bakanlıklarımızın yardımcı olmasını istiyoruz. Silivri Büyük Çavuşlu ve Habibler taş ocakları mevkiinde devletimizin arazilerinin olduğunu biliyoruz. Çalışanlarımız ve işverenlerimiz İstanbul Avrupa Yakası’nda ikamet ettiklerinden ve tahmini 1.000 ila bin 500 civarında olan geri dönüşüm ve dökümcü esnafımız mutlaka kurulacak organize sanayi bölgemizin İstanbul il hudutları içerisinde olmasını istiyorlar. Devletimiz de arsa tahsisi konusunda destek olursa ülkemiz ekonomisine daha fazla katma değer kazandırmış oluruz” diyor.

AHMET DOĞAN/HABERİSTANBUL

İlgili Haberler