İSTANBUL'DAN HABERİNİZ OLSUN. OKUYUN, KEŞFEDİN İSTANBUL'U YAŞAYIN...

Yaklaşan tehlike siber zorbalık masaya yatırıldı

yazar Reha Kadak

Teknolojinin gelişimiyle birlikte hızla yayılmaya başlayan siber zorbalık, dünya nüfusunun yüzde 15’ini tehdit eder boyutlara ulaştı. Yapılan araştırmalara göre siber zorbalığı yapanlar ağırlıklı olarak erkeklerden oluşurken, bu tür zorbalığa maruz kalanlar ise genellikle kadınlar oluyor.

Yeşilay ve KÜLT Vakfı işbirliğiyle düzenlenen 4. Uluslararası Teknoloji Bağımlılığı Kongresi’nin ikinci gününde, dünyada yayılmaya başlayan siber zorbalık konusu da ele alındı. Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Dr. Mehmet Dinç, Türkiye’de henüz pek fazla görülmese de, yaklaşan bir tehlike olarak siber zorbalık konusunda farkındalık oluşturulması gerektiğinin altını çizdi. Teknolojinin gelişimiyle birlikte hızla yayılmaya başlayan siber zorbalık, dünya nüfusunun yüzde 15’ini tehdit eder boyutlara ulaşmış durumda. Yapılan araştırmalara göre siber zorbalığı yapanlar ağırlıklı olarak erkekler olurken, bu tür zorbalığa maruz kalanlar ise genellikle kadınlar oluyor.

GECE GÜNDÜZ KARŞILAŞABİLİRSİNİZ…

Kongrenin “Siber Zorbalık” başlıklı oturumuna moderatörlük yapan Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Dr. Mehmet Dinç, siber zorbalığın geleneksel zorbalıktan en büyük farkının sayısız olması olduğunu kaydetti. Geleneksel zorbalığa insanların sayılı kez maruz kalabileceklerini ifade eden Mehmet Dinç; “Bu sayı 3-5 ya da en fazla 10 olur, ama siber zorbalığın sayısı yok. Gece gündüz, sabah akşam her an defalarca buna maruz kalabilirsiniz. Bir kitlesi de olmayan siber zorbalığın etkisi ve zararı oldukça fazla. Aylarca devam eder ve kaçılamaz bir durumdur. Bu sebeple dünyada canına kıyan insanları bile görmeye başladık” dedi. Türkiye’de henüz pek fazla görülmese de, yaklaşan bir tehlike olarak bu konuda farkındalık oluşturulmasında fayda olduğunu söyleyen Dinç, siber zorbalığı daha iyi tanımlayan araştırmalar ve bu konuda bilinçlendirmeyi artırıcı çalışmaların yapılması gerektiğini bildirdi.

AİLELERİ BİLİNÇLENDİRMEK LAZIM…

Oturumda “Türkiye’de Siber Zorbalık Çalışmalarının Durumu” başlıklı bir sunum gerçekleştiren Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Osman Tolga Arıcak ise, çocukları siber zorbalık yapan ya da buna maruz kalan ailelerin bu konuda ne yapacaklarını bilmediklerini belirtti. Ailelerin siber zorbalık ile ilgili bilgi ve bilincinin geliştirilmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Arıcak; “Aile ve okulların yanı sıra Milli Eğitim Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, yerel yönetimler ve medyanın bu mücadeleye destek vermesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

ZORBALAR DAHA ÖNCE MAĞDUR OLANLAR…

Dr. Zsolt Demetrovics de “Siber Zorbalık” başlıklı sunumunda geleneksel zorbalık ile siber zorbalığı karşılaştırdı. Geleneksel zorbalığı agresif, fiziksel ve sözsel eylemlerin güç denemesi olarak birleştirilmesi şeklinde tanımlayan Demetrovics; “Tekmelemek, tehdit etmek geleneksel zorbalığın belirtileridir. Geleneksel zorbalığa dünya nüfusunun üçte biri maruz kalıyor. Siber zorbalık ise elektronik ortamda yapılıyor. Rahatsız eden mesajlar ya da fotoğrafların paylaşılması, biri hakkında dedikodunun yayılması gibi konular siber zorbalık alanına giriyor. Dünyada siber zorbalığa maruz kalanların oranı yüzde 15” ifadelerini kullandı. Siber zorbalığın görülme sıklığının henüz geleneksel zorbalık kadar yüksek olmadığına da dikkat çeken Dr. Demetrovics; “Geleneksel zorbalığa erkekler, siber zorbalığa ise daha çok kadınlar maruz kalıyor. Her iki zorbalık türünde de zorbalar daha önce mağdur olan insanlardan oluyor” mesajı verdi.

yaklaşan tehlike siber zorbalık

İlgili Haberler