Haber ve Fotoğraflar: Nursema Öztürk
Kadıköy’ün kalbinde, Marmaray hattının ve banliyö trenlerinin kesişim noktası olan Söğütlüçeşme, uzun yıllar boyunca İstanbul’un hem belleğinde hem de gündelik yaşamında önemli bir kavşak noktası oldu. Cumhuriyet öncesi dönemde Haydarpaşa’dan başlayıp Anadolu içlerine uzanan demiryolu ağının son duraklarından biri olan Söğütlüçeşme Tren İstasyonu, bir zamanlar trenin kent hayatındaki ağırlığını simgeliyordu. Ancak yıllar içinde işlevini ve görünümünü yitiren bu alan, ulaşım dışında neredeyse hiçbir amaca hizmet etmez hâle gelmişti.

Bugün gelinen noktada ise Söğütlüçeşme’nin çehresi tamamen değişiyor. Yeni yapılan terminal binasıyla birlikte bölge, yalnızca bir ulaşım geçiş alanı olmaktan çıkıp; alışveriş, dinlenme, sosyalleşme ve zaman geçirme mekânına dönüşüyor. Modern mimarisi, aydınlık iç hacmi, çeşitli yeme-içme noktaları ve alışveriş alanlarıyla burası, Avrupa kentlerindeki intermodal ulaşım merkezlerini anımsatıyor.
Ancak bu dönüşüm yalnızca fiziksel değil; sosyolojik bir evrimin de izlerini taşıyor. Geçmişte sadece hızlıca geçilen, göz ardı edilen bu alan, şimdi kentlinin gündelik rotasında bir “durma” noktası hâline gelmiş durumda. İnsanlar artık burada vakit geçiriyor, kahvelerini yudumluyor, çocuklarıyla yürüyüşe çıkıyor ya da yolculuğa çıkmadan önce soluklanıyor.
MİMARİ VE KENT DOKUSU İLİŞKİSİ
Yeni terminalin mimarisi, fonksiyonel tasarımıyla takdir toplarken; bölgenin özgün dokusuyla olan ilişkisi ise tartışmaya açık. Kadıköy’ün kendine has siluetine ve insan ölçeğine alışkın olanlar için bu yeni yapı biraz “yabancı” ve “kütlesel” görünebilir. Yapının daha alçak, daha geçirgen ya da peyzajla daha fazla ilişki kuran bir formda olması, çevresel uyum açısından daha güçlü bir çözüm sunabilirdi. Yine de bu haliyle, ulaşım altyapısının güncellenmesi ve kentliye konfor sunması açısından önemli bir adım.
KADIKÖY’E KATKISI
Söğütlüçeşme’nin bugünkü hâli, yalnızca mimari değil, aynı zamanda kentsel kimlik açısından da yeni bir anlatı sunuyor. Kadıköy’ün genç, dinamik, kültürel çeşitliliğe açık yapısına bir yansıma oluşturuyor. Zira burası artık sadece tren istasyonu değil; sabah yürüyüşçülerinin, akşam buluşmalarının ve günlük rutinin bir parçası hâline gelmiş durumda.
Kadıköy gibi bir semtte geçmişle geleceğin bu denli iç içe geçmesi tesadüf değil. Söğütlüçeşme’de atılan bu adım, bir yandan İstanbul’un büyüyen ihtiyaçlarına cevap verirken, diğer yandan kent belleğinin de yeni bir katmanını yazıyor.

