Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Yedikule Hisarı’nda Ay Işığında Gece Turu
Prof. Dr. Gökhan Kabaçam, Türkiye’de her iki kişiden birinde karaciğer yağlanması olduğunu ve bunun ilaçla değil yaşam tarzı değişikliğiyle tedavi edilebildiğini açıkladı. Karaciğeri tehdit eden başlıca sağlık sorunlarının hepatitler ve obezite olduğunu vurgulayan Kabaçam, Türkiye’de hepatit B taşıyıcılığının yüzde 4,5, hepatit C’nin ise yüzde 0,8 seviyesinde olduğunu belirtti. Hepatit B’nin çok kolay bulaşan bir virüs olduğunu ve bu nedenle ciddi bir halk sağlığı sorunu oluşturduğunu aktardı. Hepatit C’de ise yeni tedavilerle yüzde 99’a varan başarı sağlandığını, hepatit B’de ise virüsün baskılanarak ilerlemesinin durdurulabildiğini söyledi.
Kabaçam, karaciğer yağlanmasının çoğu zaman sessiz ilerlediğini ve kişi fark etmeden siroza veya kansere yol açabileceğini ifade etti. Altı aydan uzun süren karaciğer enzim yüksekliğinin hepatit ve karaciğer iltihabı açısından uyarıcı olduğunu dile getirdi. Tedavide temel yaklaşımın yaşam tarzı değişikliği olduğunu vurgulayan Kabaçam, Akdeniz tipi beslenme, sebze ve meyve ağırlıklı diyet, beyaz et ve yağsız kırmızı et tüketimi, karbonhidrattan uzak durma ile düzenli egzersizin önemine dikkat çekti. Ayrıca günlük iki bardak kahvenin karaciğer sağlığına katkı sağlayabileceğini belirtti.
Prof. Dr. Kabaçam, obezite ve metabolik karaciğer hastalığı olan kişilerin yaşam tarzı değişikliği ve kilo kontrolü ile hastalığın ilerlemesini durdurabileceğini, hatta gerileyebileceğini söyledi. Önümüzdeki 10 yıl içinde karaciğer yağlanmasının, nakil ihtiyacının en önemli nedeni haline gelmesinin öngörüldüğünü de ekledi. Bu uyarılar, özellikle sessiz seyreden hastalığa karşı erken farkındalık ve düzenli kontrollerin önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Yorum Yaz