İSTANBUL'DAN HABERİNİZ OLSUN. OKUYUN, KEŞFEDİN İSTANBUL'U YAŞAYIN...

Sarıyer’de yağış oranı yüzde 33 azaldı

yazar Zeynep Ulukut

İstanbul genelinde olduğu gibi Sarıyer’de de su kaynakları alarm verdi. Kente su sağlayan barajların yüzde 72’si boş durumdayken, su kaynakları ile ünlü olan Sarıyer’de yağış oranı ortalamanın %33 altına düştü. Uzmanlar bu konunun en önemli gündem maddesi olması gerektiğine dair uyarılarda bulundu.

İstanbul’da yıllık yağış miktarı da baraj doluluk oranı da son 10 yılın en düşük seviyesine düştü. Ortalama 110 kilogram yağış düşen Sarıyer’de, Kasım ayında 74 kilograma kadar düştü. Aralık ayı için ise 125 kilogram yağış beklenirken 14 günlük yağış henüz 13.2 milimetre olarak belirlendi. Bu ay sıcaklık ise mevsim normallerinin üstünde devam devam ediyor.

YEREL YÖNETİMLER NE YAPMALI?

Koronavirüs nedeniyle hijyen bakımından su tüketiminin de arttığının altını çizen, İklim ve Doğa Bilimci Prof. Dr. Levent Kurnaz, iklim krizine dikkat çekerek, dünyayı bugün mücadele edilen koronavirüs salgınından daha büyük bir krizin beklediğini söyledi.

Yerel yönetimlerin bu konuda vatandaşın karşısına çıkan ilk yönetim kademesi olduğunu anlatan Levent Kurnaz, yerelde bahçelerin desteklenmesiyle sebze ağırlıklı beslenmeye geçilmesini önerdi. Kurnaz, “Yerel yönetimlerin öncülüğünde kurulabilecek tamir atölyeleri satın alma alışkanlıklarında değişikliklere yol açarak tüketimi azaltma yönünde çalışabilir. Belediyelerin sorumluluğunda olan atık toplama kaynakta ayrıştırma ile daha etkili uygulanabilir. Bu atıklardan üretilebilecek kompost özellikle Sarıyer gibi kırsalında henüz tarım yapılmakta olan bölgelerde de önemli bir katkı maddesi olarak kullanılarak sağlıklı besin üretimine katkı sağlayabilir.” şeklinde konuştu.

PEKİ TARIM NASIL ETKİLENECEK?

2012’den bu yana meteorolojik kuraklık yaşayan Türkiye’de, uzmanlar başta büyük kentler ve tarım alanlarında su krizinin ciddi boyutlara ulaşacağını belirtti. Konuyla ilgili konuşan Ziraat Mühendisi Dr. Şule Özevren, “Şu anda su ile ilgili bir sıkıntı hissedilmiyor ama bu ilerleyen dönemde hissedilmeyecek anlamına gelmiyor. Asıl mart ve nisan aylarında şu anda ki yağışların az olması daha büyük sorun olarak geri dönecektir. Biz mümkün olduğunca çiftçilerimize damla sulama yöntemlerini tavsiye ediyoruz. İlerdeki dönemde kuraklıkta da yetiştirebilecek bitki tercih edilmesi de önemli. Mevsim normallerin üzerinde gidiyor. Bu hastalıklara sebep olabiliyor ve ya böcek popülasyonunda deformasyon olmuyor yani çoğalabiliyor. Tabi bu konudaki en büyük sorun da yapılaşmalar. Ne yazık ki sularımızın azalmasında büyük etken” dedi.

HER GEÇEN GÜN KÖTÜLEŞİYOR

Konda Araştırma Şirketi’nin verilerine göre; Türkiye’de halkın yarısına göre iklim krizi, virüsten daha büyük tehdit. Halkın %71,4’ü iklim krizinin insan faaliyetlerinin sonucu olduğunu söylerken, %26,6’sı ise doğal bir süreç olduğunu düşünüyor. Katılımcılara iklim değişikliğinin sebepleri sorulduğunda ilk üç sırada ormanların ve yeşil alanların yok olması (%65,7), petrol kullanımı (%41,6), kömür madenciliği ve kömürden elektrik üretimi (%32,6) cevapları yer alıyor.

İlgili Haberler