İSTANBUL'DAN HABERİNİZ OLSUN. OKUYUN, KEŞFEDİN İSTANBUL'U YAŞAYIN...

Azerbaycan mutfağı ile büyüleyici bir lezzet yolculuğu

yazar Kadir Toprakkaya

Tarihi İpek Yolu üzerinde kültürlerin buluşma noktasında yer alan Azerbaycan mutfağı, büyüleyici geçmişinden ilham alıyor. Hayli değerli olan bölgesel yemek gelenekleri ziyaretçilerle paylaşılırken, bu gelenekler farklı coğrafyalarda lezzet dolu bir yolculuğa ilham veriyor.

Azerbaycan mutfağında pilav ve dolma, ülkenin mutfak zenginliğini ve halkının sanatını sergileyen klasikler lezzetler arasında yer alıyor. Geleneksel olarak üzüm yapraklarından yapılan, çeşitli et ve az miktarda pirinç dolgularıyla doldurulan, zenginleştirilmiş bir yemek olan dolma ile başlayalım. Dolmada kullanılan malzemeler bölgeden bölgeye değişiyor ve mevsimin lezzetlerine göre farklılaşıyor. Pirinç ve yeşilliklerin enfes karışımıyla hazırlanan ve genellikle kurutulmuş meyveler ve altın renkli safranla tamamlanan hoş kokulu bir diğer başyapıt ise ikonik pilav. Pilavın her çeşidi, ülke genelinde önemli ölçüde farklılık gösteren malzemeler ve hazırlama yöntemiyle ayrı bir bölgesel kimlik taşıyor.

Azerbaycan mutfağı

ÜSTÜN PİŞİRME TEKNİKLERİ

Azerbaycanlılar, lezzet ve dokuyu ustaca eşleştirerek ve her yemeğin bölgenin zengin kültürel mirasının öyküsünü anlatmasına olanak tanıyarak kebap sanatında uzun süredir ustalaşmış. Üstün pişirme teknikleri, günlük yemeklere adeta hayat veriyor. Bir kez tadına baktıktan sonra, ekstra lezzet için mangalda kızartılmış, kıyma veya tavukla yapılan kuzu tike veya lüle gibi kebapların yumuşaklığını asla unutamayacaksınız. Bir başka favori olan kutablar ise et, peynir, otlar veya yeşilliklerle doldurulan ve “sac” (demir disk) üzerinde pişirilen, bazen sarılıp elle yenen ve her zaman lezzetle dolu bir gözleme çeşidi. Piti (Şeki’nin nohut, kurutulmuş erik ve safranlı özel kuzu yahnisi), sirke ve sarımsak sosuyla servis edilen küçük hamur içinde köfteli düşbere çorbası, Kafkasya’nın tskan etli turtaları ve Kusar’ın şakşukasına kadar her noktada enfes bir lezzet şöleni damakları şenlendiriyor.

BİR İÇECEKTEN ÇOK DAHA FAZLASI

Meyve, baharat dolu, ferahlatıcı, hoş kokulu şerbetler; en iyi kutab, et yemekleri ve pilavla servis edilen serinletici ayran ve özellikle Göyçay’da yaygın olan, ekşi ama tatlı bir yakut harikası, Azerbaycan’ın ikonik nar suyuna kadar bu ülkede her damak tadına uygun bir içecek mevcut. Ancak iş içecek ritüellerine gelince, hiçbir şey çaya duyulan saygının yanına bile yaklaşamaz. Azerbaycan gastronomisinin temel taşlarından biri olan çay, bir içecekten çok daha fazlası. Sıcaklık ve misafirperverlikle eşanlamlı olan ve “armudu” olarak bilinen özel armut biçimli bir bardakta (daha uzun süre sıcak tutmak için) servis edilen çayın törensel ikramı, lezzeti kadar anlamla da yüklü. İletişim kurma ve arkadaşlık kurma kültürel sürecinin bir parçası olarak çay, her zaman misafirlere ilk önce ikram ediliyor. Tipik olarak ülkenin ilk çay plantasyonunun bulunduğu Lenkeran’da bol miktarda siyah çay yetişiyor.

BAĞCILIĞIN ESKİ BEŞİĞİ

Ülke yaygın olarak benzersiz nar ve ayva şaraplarıyla tanınıyor olabilir, ancak Azerbaycan aslında bağcılığın eski bir beşiği. Gerçekten de Nahçıvan, Qebele ve Göygöl gibi bölgelerde yapılan arkeolojik kazılarda, geçmişi M.Ö. 2. binyıla kadar uzanan pişmiş toprak şarap testileri ortaya çıkarılmış. Qebele’nin güneyindeki güneşli sarmaşıklar, Savalan’ın karakteristik baharatlı kırmızı ve çiçeksi beyaz şaraplarını sunuyor. Şamahı’nın en yeni şarap imalathanelerinden biri olan Meysari; sofistike, organik kuru kırmızı ve beyazlarında Grenache, Carignan ve Mourvèdre gibi üzümleri kullanıyor. Daima popüler olan Azgranata; yumuşak içimli, kaliteli sofra şaraplarının yanı sıra benzersiz mayhoş narlı çeşitleriyle de tanınıyor. Batıda ise Tovuz Baltiya’nın mahzenlerinde çikolata, kek veya dondurmayla servis edilen, kaçırılmayacak yarı tatlı, amber renkli Manat altın ayva şarabı üretiliyor.

İlgili Haberler